Aşkın Dört Hali Neslihan Stamboli
Diğer Satıcılar(1)
“Kaybedilmiş masumiyetin anısı çok can acıtır.
Kierkegaard, “Hayat çözülmesi gereken bir sorun değil, deneyimlenmesi gereken bir gerçekliktir,” der.
Bu çok değerli öğüdü unutur insan. Sorunlar ağır gelir, bocalar, yorulur. Tıpkı Azra, Peri, Şevval ve Yasemin gibi.
Belki de hayatta en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyi yani aşkı, samimiyeti, güveni bulamazsak, işler ters gitmeye başlar. Hayatın bu zorlu akışına bir de hırs, korku, bencillik ve suçluluk eklenirse, ilişkiler derin yaralar alır. Oysa yaşamı en dayanılır kılan güç, aşkın sıcaklığıdır.
Aşkın Dört Hâli’nde, gerçek aşkı bulamamış dört genç kadın var. Acılarıyla, karşılaştıkları zorluklarla ve hayatlarına giren yanlış erkeklerle ve uğradıkları hayal kırıklıklarıyla mücadele ediyorlar. Yaşamları, gerçeklerle yüzleşerek kendilerini keşfetme sürecine dönüşüyor.
Bu yekpare, geniş anın parçalanamaz akışında olaylar 90’lı yılların İstanbul’unda geçiyor. Her biri için özel hayatlarında, kariyerlerinde özgürlüklerini cesurca haykırmaya başladıkları, haklarını savundukları, güçlerinin farkına vardıkları zamandır bu yıllar.
Neslihan Stamboli, çarpıcı ve bir çırpıda okunan üslubuyla kadınların gizli dünyasına giriyor. En derinlerinde sakladıkları sırlarını sergiliyor. İstanbul’un sisli fonunda, kahramanların iç dünyası sisin arasından sıyrılıp satırlara ulaşıyor. Bazen en iyisi gerçekliği olduğu gibi kabul etmektir.
(Tanıtım Bülteninden)