299,60 TL
Sepette 8,99 TL İndirim 290,61 TL
26 Aralık Perşembe kargoda
Diğer Satıcılar(1)
Kampta durum günden güne kötüleşiyordu. Esirlere bir hafta boyunca yiyecek hiçbir şey verilmedi. Her gün yüzden fazla esir açlık, susuzluk ve hastalıklardan ölüyordu. Bir sabah meydanın köşesindeki hoparlörden yemek verileceği ilan edildi. Ayrıca yemek dağıtımı esnasında intizam bozulduğu takdirde ateş açılacağı da ikaz edildi. Kuyruğa giren esirler, sıraları geldikçe, mutfaktan verilen elli gram ekmek ve yarım litre çorbayı alıyordu. Çorbaları, konserve kutularına, kutuları olmayanlar ise şapkalanna doldurtuyorlardı. Çorbasını ve ekmeğini alan esirler, arkadaşlarına sırtını dönerek adeta bir günah işliyormuşçasına gizli gizli yiyorlardı. Biz Beraber Geçtik Bu Yolu romanından, konserve kutularının esirlerin en değerli eşyalann-dan biri olduğunu anlıyoruz. Esirler bin bir güçlükle temin ettikleri kutularını yanlarından hiçbir zaman ayırmıyorlardı. Bunun için konserve kutusuna açtıkları iki delikten geçirdikleri iple gündüzleri kemerlerine bağlıyorlar, gece ise başlarının altında korumaya alıyorlardı. Çorba, yeşil renkli bir sıvı, ekmek de taşlı, samanlı ve tuğla gibi sertti. Ama günlerce ağzına hiçbir şey koymamış olan Dağcıya bu ekmekler, o güne değin yedikleri ekmeklerin içindeki en lezzetlisi gibi geliyordu. Esirler bazen bir Alman askerinin attığı yanık sigara izmariti için kavga ediyorlardı. Bu durum bazı nöbetçi askerlerin eğlencesi haline gelmişti. Çünkü, esirler atılan sigarayı kapmak için vahşi hayvanlar gibi atılıyor, korkunç sesler ve iniltiler çıkararak birbirleriyle boğuşuyorlardı. Esirler böyle didişirken, nöbetçi askerler eğleniyorlar ve hatta bir kaçına sopa vurmaktan da geri durmuyorlardı. Kirovograd esir kampında geçen her ay bir asra bedeldi. Burada yenen bir lokma ekmek, o kadar değerliydi ki, neredeyse, dört başı mamur bayram sofrasına eşitti. Kamptaki eziyet ve sıkıntı onu o kadar sarsmıştı ki, hayata bakışını dramatik bir biçimde değiştirmişti. 0 artık kentlerin insanlar için inşa edildiğine inanmıyor, insanların da Tanrı tarafından yaratılmış olduklarından şüphe ediyordu. Kirovograd'da yalnız insanlar değil, güneşin ışığı, gecelerin karanlığı, yağan yağmur ve hatta kar bile bir başkaydı.
Sayfa Sayısı: 135
Baskı Yılı: 2012
Dili: Türkçe
Yayınevi: IQ Kültür Sanat Yayıncılık
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.
299,60 TL
Sepette 290,61 TL