Bir edebiyat öğretmeni Semiha Baysal, on parmağında on marifet olanlarından… Ev emekçiliği zaten başlı başına bir konu ama onun yazar tarafı asıl konu.
Haftanın beş günü okulunda çok sevdiği öğrencilerine edebiyatı sevdiriyor. Sevdiriyor biliyorum çünkü o öğrenciler şiirler, öyküler, makaleler yazıyor, dergi çıkarıyor…
Bir yandan dergilerle boğuşuyor, okul dergileri Ümitliyiz’in ve Çayyolu Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği Bülteni’nin genel yayın yönetmenliğini, Nehirden Kültür Sanat ve Edebiyat Bülteni’nin editörlüğünü yapıyor.
Bir yandan Çayyolu’ndaki kültür sanat edebiyat derneğinin yönetim kurulunda ve başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Kafa yoruyor, çalışıyor, üretiyor; etkinlikler, faaliyetler örgütlüyor…
Bir yandan yazıyor ve yazdıklarını düzenli olarak dergilere gönderiyor, okuyucularla buluşturuyor.
Bir yandan kitap okuyor ama okumakla kalmayıp bir de kitap kulübünü başarıyla yönetiyor. “Okudukça Sevelim Çoğalalım Kitap Kulübü” her ay düzenli toplanıyor ve her ay çok değerli bir edebiyat insanıyla söyleşi yapılıyor.
Daha önce toplu isimlerle yayımlanan birçok kitapta öyküleriyle, makaleleriyle, şiirleriyle yer almıştı ama şimdi sadece kendi kitabıyla “merhaba” diyor.
İçindeki en güzel öykülerden biriyle aynı adı taşıyor kitabın adı. “Saçlarımı Okşayan Esinti”, güçlü bir cumhuriyet kadınının ve öğretmeninin bütün izlerini barındırıyor.
“Annem ve Domatesleri”, “Saçlarımı Okşayan Esinti”, “Beceriksiz Bakış” ile gerçek yaşanmışlıkları aile sevgisi temasıyla anlatırken okuru hem mutlu ediyor hem hüzünlendiriyor. “Bugün 16 Aralık” ile egemen erkek anlayışını rededdiyor ve özgür kadını tarif ediyor. “Bahçelievler”le eski Ankara zamanlarına giderken günümüzde bile yaşandığını çok kolay tahmin edebileceğimiz kent rüzgarları estiriyor. “Martı”da hayvan sevgisi alt temasıyla yakın bir dostunu kaybetmek üzerinden empati yaptırıyor okura. “Denizin Pulları”nda ise Sait Faik hayranlığını ve öykü sevdasını görüyoruz yazarın.
Strafor Köpük”, “Hikayeyi Değiştir” ve “Özden Hoca Kütüphanesi” isimli öyküler Semiha Baysal’ın kurgularıyla öğretim süreçlerinden acı tatlı kesitler veriyor. Bu kesitlerde bir yandan öğretmenliğin günümüzün acımasız koşullarında nasıl yıprandığını okurken bir yandan çoğalmasını hep dilediğimiz o kutsal insanların özverisine tanıklık ediyoruz.
Okur kendinden bir şeyler bulmak ister bir öyküde. Aslında en çok da bunun için okunur öyküler. Kimi okur kahramanları kendine benzetir, kimi olayları, kimi duyguları, kimi düşünceleri… “Saçlarımı Okşayan Esinti” işte bunu başarıyor. Genç, yaşlı, çocuk; toplumun her kesiminden insanın kolaylıkla empati kurabileceği özneler de nesneler de var buradaki öykülerde.
Ama buradaki öyküler sadece bireyi anlatmıyor, bireyin içinde yaşadığı toplumun sorunlarına da olabildiğince parmak basıyor. Okula gönderilmeyen kızlar; ezilen, şiddet gören kadınlar, iskeleden düşüp hayatını kaybeden inşaat işçileri, küçük yaşta ağır işlerde çalışmak zorunda bırakılan ve tırnaklarındaki kirden utanan çocuklar, parklarındaki ağaçları rant için kesmeye kalkanlara karşı direnen ve kazanan mahalleliler…
Özetle “Saçlarımı Okşayan Esinti” evet kadın bireyin duygusal yanlarına romantizm derecesinde ulaşırken, yaşamı toplumcu gerçekçi bir tarzda okumayı da elden bırakmıyor.
Kamil Akdoğan
(Tanıtım Bülteninden)
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.