İdeolojinin Yüce Nesnesi kitabıyla felsefe dünyasına deyim yerindeyse bir meteor taşı gibi düşmüştü Zizek. O zamanın felsefi müesses nizamınca artık neredeyse sorgusuz sualsiz kabul edilen varsayımları sarstı ve dünyayı onu dönüştürme hedefini bir yana bırakmaksızın anlamaya çalışanlar için bir fener ışığı oldu. 1990’ların başından bu yana yazdığı birçok kitapta bu çabasını ısrarla ve tutkuyla devam ettirdi.
Güncel meseleler hakkında yazdığı kamusal müdahale niteliği taşıyan yazılar, dünyanın dört bir köşesinde verdiği konferanslar, hakkında çekilen belgeseller unutturmuş olabilir ama Zizek bir felsefeci, hem de büyük bir felsefeci. İşte Hiçten Az bu ihtişamı hatırlatacak cinsten bir teşebbüste bulunuyor ve bugünkü ideolojik felsefi alanı meydana getiren dört ana konumun kapsamlı eleştirisine soyunuyor: bir yanda demokratik materyalizm ve söylemsel tarihselcilik; öte yanda bunlara tepkileri oluşturan New Age "Batı Budizmi" ve Heidegger’de doruğuna varan transandantal sonluluk düşüncesi. Zizek “belki de hayatımın esas eseri bu” dediği kitabında, Fichte ve Marx’tan Spinoza ve Badiou’ya, kuantum fiziği ve cinsel farktan bilişselcilik ve dine kadar bir dizi şahsiyeti ve meseleyi kılı kırk yararcasına irdeliyor. Ama tüm bunları kendi teorik çerçevesini de eleştirel bir süzgeçten geçirerek, bir nevi felsefi muhasebe defteri çıkararak yapıyor.
Lafın kısası, Zizek düşünmeye ve soru sormaya devam ediyor...
Hiçten Az’ın hedefi ise basitçe (ya da o kadar basit olmayan bir şekilde) Hegel’e dönmek değil, (radikal Kierkegaardcu anlamıyla) Hegel’i tekrarlamaktır. Son on yıl boyunca, (bendeniz, Mladen Dolar ve Alenka Zupancic’ten oluşan) Üçlü Parti’nin teorik çalışmasının “yapıbozuma uğratılamaz” nirengi noktası Hegel-Lacan ekseni oldu: Ne yapıyorsak yapalım, Hegel’i Lacan (ve Lacan’ı Hegel) üzerinden okumanın aşılmaz ufkumuz olduğunu temel aksiyomumuz olarak görüyorduk. Fakat son zamanlarda bu ufkun kimi sınırlılıkları olduğu ortaya çıktı: Hegel’in saf tekerrürü düşünememesi ve Lacan’ın objet a dediği şeyin tekilliğini temalaştıramaması; Lacan’ın çalışmasınınsa tutarsız bir açılışla sona ermesi: Encore semineri Lacan’ın hem nihai başarısını hem de çıkmazını temsil eder - daha sonraki yıllarda bundan çıkmak için ümitsizce çabalamış… ama hepsinden başarısızlığa uğramıştı. Öyleyse bugün nerede duruyoruz?
Benim iddiam şuydu ve hâlâ da öyle: Psikanaliz ve Hegelci diyalektik (Hegel’i Lacan, Lacan’ı da Hegel üzerinden okuma yoluyla) etkileşim içine girerek, birbirlerini kurtarabilir, katılaşmış derilerini soyup hiç beklenmedik yeni bir şekil içinde ortaya çıkabilirler. Kitabın şiarı Badiou’nun şu şiarı olabilirdi: “Anti-felsefeci Lacan felsefenin yeniden doğmasının bir koşuludur. Bugün felsefe ancak Lacan’la bağdaştığı takdirde mümkündür.”
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 1048
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Encore
Katkıda Bulunanlar
Yazar:Slavoj Zizek
Çevirmen:Erkal Ünal
Çevirmen:Erkal Ünal
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.
1.790,00 TL