Samir Amin Seti - 7 Kitap Takım
  • Ürün Açıklaması
  • Ürünün Özellikleri
  • Kampanyalar
  • İptal İade Koşulları
  • Taksit Bilgileri
  • Ürün Değerlendirmeleri (0)
  • Soru ve Cevap (0)

LİBERAL VİRÜS


Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok yaygın bir virüs türü. Peki ya semptomları neler? Belli bir bünyeyi ya da coğrafyayı sarıp, nasıl ilerliyor? Çaresi var mı? Samir Amin'in 'Sürekli Savaş ve Dünyanın Amerikanlaştırılması' altbaşlığını taşıyan Liberal Virüs'ü, bu sorulara yanıt arayan, özlü ve etkili bir kitap. Liberal toplum anlayışını, liberalizmin ideolojik temellerini ve postmodernizmi tartışarak başlayan kitap, küreselleşmiş liberalizmin vaatlerine ve günümüz liberalizminin tehditlerine odaklanarak ilerliyor. Amerikan emperyalizminin dünyadaki egemenliğini nasıl kurup pekiştirdiğini de tartışan Liberal Virüs, doğal kaynakları yıkıp geçen ve kitleleri giderek daha fazla yoksulluğa iten bu sömürü sisteminin, önceki dönemlerden daha barbarca bir yol takip edebileceği ihtimali üzerinde duruyor. Kitabın, 'Dönüşüm Halindeki Dünya Sistemi' başlığını taşıyan ve sadece Türkçe edisyonunda yer alan ikinci bölümü ise, IMF, DTÖ, AB gibi kurum ve kuruluşların incelenmesiyle başlıyor. Ardından, yeni küreselleşme dalgası karşısında geleceğe dönük senaryolar tartışılıyor, çatışma ve savaşların ortasında ne tür alternatif öneriler getirilebileceği, 'çok kutuplu demokratik bir dünya kurma'nın mümkün olup olmadığı değerlendiriliyor. 

Sosyal bilimci kimliği ve devrimci sosyalist tavrıyla bilinen Samir Amin, yaygın bir 'virüs' özelinde, bugünümüzü ve yarınımızı tartışma masasına yatırıyor… 

 

 

MODERNİTE, DEMOKRASİ VE DİN

Bağımlılık Okulu'nun kurucularından ünlü sosyal bilimci Samir Amin, modernitenin krizini, postmodernizmin 'kültürel özgünlükler' söylemini ve Avrupa-merkezci bakış açısının kısıtlarını, din ve demokrasi kavramları ekseninde sorguluyor. 'Kültüralizmlerin Eleştirisi' alt başlığını taşıyan Modernite, Demokrasi ve Din, bir yandan politik İslama, Arap dünyasına ve Ortadoğu'daki sosyal hareketlere, diğer yandan Hardt ve Negri'nin İmparatorluk ve Çokluk kitaplarının eleştirisine ve küreselleşmiş kapitalizme karşı Bamako Çağrısı'nın somut önerilerine uzanıyor. 

Fikret Başkaya, Uğur Günsür ve Güven Öztürk'ün ortak çevirisiyle Türkçeye kazandırılan bu özgün çalışma, özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyanın çelişkilerle yüklü doğasını çözümleyebilmemiz için bize önemli veriler sunuyor. Dinsel akımlarla modernleşme arasındaki çetre?lli ilişki, demokrasi için mücadelenin belirsizliği, politik İslamın emperyalist yayılmanın hizmetine girmesi, burjuva ideolojisinin evrenselci tutkularını terk edip kültüralizme geçmesi ve benzeri konularda zihnimizi açıyor. 

Dünyada, Ortadoğu'da ve ülkemizde yaşanan gelişmeleri, güncel ve tarihsel planda daha berrak bir biçimde kavrayabilmek ve bu kavrayışı toplumsal, siyasal mücadelelere katabilmek için… 

 

 

KAPİTALİZMDEN UYGARLIĞA

Kapitalizm mümkün olan tek ufuk mudur, yoksa “sosyalist perspektif” hâlâ gündemde midir? İnsan uygarlığının bugün karşı karşıya kaldığı mücadele başlıklarını nasıl tanımlayıp çözümleyebiliriz? Barbar kapitalist/emperyalist sürüklenmeye karşı insancıl bir alternatifi nasıl oluşturabiliriz? 21. yüzyıl sosyalizmi “gerçekçi”, mümkün bir hedef midir yoksa saf ve basit bir ütopya, bir imkânsızlık mıdır?

Sosyalist Perspektifin Yeniden İnşası alt başlığını taşıyan kitabında Samir Amin, bu ve benzeri soruların arasına cesurca dalıyor, önümüzdeki yüzyılı kazanabilmek, dünyayı barbarca bir çöküş ve çürümeden kurtarabilmek için yapılması gerekenleri tartışıyor.

Önce mevcut sistem: “Çağdaş kapitalizm, artık yalnızca bir sömürü ve emeğin bastırılması rejimi değildir, insanlığın düşmanı hâline gelmiş durumdadır, yani bundan böyle gününü doldurmuş olduğu kabul edilmelidir. Daha da ötesi bu bir zorunluluktur.” Sonra gelecek: “Bu kitap, 21. yüzyıldaki sosyalizme dair güvenilir bir kavrayışın ve kendi başarıları yönünde ilerleme sağlamaya muktedir bir mücadele stratejisinin olgunlaşması açısından bana temel önemde görünen konuları ele almaktadır.”

Kapitalizmden Uygarlığa, bugünkü sömürü sisteminden geleceğin eşitlikçi ve özgürlükçü arayışlarına uzanırken, Kuzey/Güney çatışmalarını, toplumsal emeğin üretkenliği ve teknolojinin gelişimini, “pazar ekonomisi” denen şeyin oligopol karakterini, “demokrasi” söylemlerinin kofluğunu ve Dünya Sosyal Forumu gibi çağdaş toplumsal hareketlerin gücünü de değerlendiriyor.

21. yüzyılda sosyalizm arayanlar için vazgeçilmez bir okuma…

 

 

EMPERYALİZM VE EŞİTSİZ GELİŞME 

Samir Amin’in 40 küsur yıl önce yayımladığı Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, yıllar içerisinde çağdaş Marksizmin klasik eserleri arasına katılmış, çokça tartışılmış, konu hakkında başka kitap ve makalelere esin kaynağı olmuştur. 

Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, yazarın sözleriyle “Ekonomizme ve Batı-merkezli bakış açısına karşı olan ilk çalışmanın düşünce çizgisini izlemekte; antiemperyalist mücadelelerin radikalleşmesinin bir sonucu olan Marksizmin yeniden doğuşu genel perspektifi içinde yer almaktadır.”

Dönemin Stalinizm, Troçkizm ve Çin Devrimi kutuplaşmaları içerisinde siyasi tavrını da belirterek yola çıkan Amin, bu önemli çalışmasına mikroekonominin eleştirisi ile başlamakta ve ardından tarım ve toprak rantı sorununa eğilerek, kapitalist üretim tarzının tarım üzerinde kurduğu egemenliği anlatmakta ve azgelişmişlik sorununa uzanmaktadır. 

Azgelişmişlik olgusunu, emperyalizmin farklı evreleri ve bunalımları bağlamında değerlendiren Amin, bir dönem önemli tartışmalar uyandıran merkez-çevre ülkeleri ayrımına ve uluslararası ticaretin rolüne de değinerek geçiş sorunları ve sosyalizmin inşası konularını ele almaktadır.

Samir Amin, Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme’de teknoloji transferi, eğitimin işlevi, ücretin belirlenmesi, eşitsiz değişim ve eşitsiz gelişme gibi temel konularını kapsamlı bir şekilde tartışırken, son bölümde “değerlerin fiyatlara dönüşümü” ve “kâr oranlarının düşüşü” gibi Marx’ın Kapital’inden hareketle sıkça tartışılan sorun alanlarına da girmektedir. 

Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, Bağımlılık Okulu’nun kurucularından ve çağdaş Marksizmin en önemli yazarlarından Samir Amin’in muhakkak okunması gereken klasik bir yapıtıdır…

 

 

AVRUPA-MERKEZCİLİK

Azgelişmişlik, kalkınma, kriz, dünya ekonomik sistemi (emperyalizm), merkez ve çevre ülkeler gibi tartışmalı konulara toplumcu bir bakışla eğilen Bağımlılık Okulu’nun kurucularından Samir Amin, Avrupa-merkezciliğe karşı geliştirdiği eleştirel yaklaşımı, deyiş yerindeyse Marksizmi Avrupa-merkezci bakış açısından “sıyırıp koparması” ile de öne çıkan bir yazar.

Avrupa-Merkezcilik ise onun bu radikal girişimi ya da hesaplaşmasını, en açık ve derinlikli haliyle takip edebildiğimiz klasik bir yapıtı.

Avrupa’nın, Fransız Devrimi’yle ve “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” sloganıyla billurlaşan değerleri bir yanda, kültürcülük, emperyalist sömürgecilik, farklılıkları yok sayan güdük bir evrenselcilik, içe kapanma eğilimi diğer yanda, zorlu denklemler Samir Amin’in geliştirdiği yaklaşımda nasıl bir çözüme kavuşuyor?

Kitabın son bölümünün başlığında ifade edildiği gibi “Çağdaş Dünyaya İlişkin Avrupa-Merkezli Olmayan Bir Görüş” sunan Samir Amin, bu görüşünü tarihten güncelliğe nasıl temellendiriyor? 

Fikret Başkaya’nın sözleriyle:

“Samir Amin’in bu eseri, hem kendi tarihimize hem de başkalarının tarihine eleştirel bakmamıza yardım edebilecek önemli tezler içeriyor. Yaşadığımız coğrafyada en çok ihtiyaç duyduğumuz şey
Avrupa-merkezcilikten arındırılmış eleştirel bir bilinçtir.”

 

 

KÜRESELLEŞMİŞ DEĞER YASASI: KIYISI OLMAYAN MARX

Çağımızın önde gelen Marksistlerinden Samir Amin, tarihçi, felsefeci, sosyolog ve siyaset bilimci kimliklerinin yanı sıra, bu eserinde ağırlıkla yetkin bir Marksist iktisatçı olarak çıkıyor karşımıza. Dünyanın bugün geldiği noktadaki sosyal adalet arayışının bilimsel temellerini, Marksist iktisadın cephaneliğinden devşiriyor. 

Marx için “kıyısı olmayan” ifadesini kullanan ve onun çok yönlülüğüne dikkat çeken Amin, “Benim için Marksist olmak, Marx’ın başlattığı çalışmayı sürdürmek demektir; bu da, Marx’ta durmak değil, ondan hareket etmektir. ... Benim buradaki temel katkım, değer yasasından küreselleşmiş değer yasasına geçiştir” diyerek koyuluyor yola.

Ve yol boyunca, “Değer yasasının temel statüsü”nü, “Faiz, para ve devlet”i, “Toprak rantı bölümü”nü ve “Dünya ölçeğinde birikim ve emperyalist rant”ı derinlemesine inceliyor.

Bu görece kısa ama hayli zengin yapıtında, iktisadın zorlu matematiksel formül ve denklemlerinin ortasında, akıcı bir anlatım geliştiriyor.

Kitabın yayına hazırlık sürecinde, 12 Ağustos 2018 tarihinde kaybettiğimiz Samir Amin için, Fikret Başkaya’nın sözleriyle:

“İnsan ve toplum yaşamının tüm veçhelerini bir bütün olarak anlamaya ve anlatmaya çalıştı hayatı boyunca… Geride kalan yaklaşık 70 yıllık dönemin birkaç parlak beyninden biriydi… Muazzam bir kavrayışa ve tahlil yeteneğine sahipti… Hayatını ezilen halkların, sömürülen sınıfların kurtuluşuna adamıştı… Yaşadığı sürece de onların gözü, kulağı ve yüreği oldu.”

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

Neden idefix?

Kolay İade
Kolay İade

Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.

Müşteri Odaklı Deneyim
Müşteri Odaklı Deneyim

Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!

Hızlı ve Sorunsuz Teslimat
Hızlı ve Sorunsuz Teslimat

Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.

942,76 TL