Taşocağı Damon Galgut
(0 yorum)
Kitap Formatı
Kitap FormatıCiltsiz
YazarDamon Galgut
Basım DiliTürkçe
İlk Baskı Yılı2023
Hamur Kalitesi2. Hamur
Baskı Sayısı1. Basım
Diğer Satıcılar(1)
Suçluluk hissi dipsiz bir kuyudur.
Vaat romanıyla 2021 Booker Ödülü'ne değer görülen Damon Galgut'un kaleme aldığı Taşocağı, ölüm ve aldatmaca üzerine geç keşfedilmiş bir başyapıt!
Başkasına ait bir kimliğe büründükten sonra avcıyken bir anda ava dönüşen “isimsiz” bir adamın vicdanıyla hesaplaşmasını anlatan yazar; gizem ve gerilimle ördüğü hikâyesinin ardında sessizce yükselen adaletsizlik, suçluluk duygusu, kefaret gibi inanç değerleriyle zıtlaşan konuları ustalıkla işliyor.
Katmanlı kurgusu, derinlikli karakterleri ve baş döndürücü sonuyla okurun dimağına kıvılcımlar düşüren bu etkileyici kitap; film yapımcılarının da iştahını kabartarak iki kez beyazperdeye uyarlanmıştı.
Güney Afrika kırsalında uzanan ıssız bir yol...
Uzun zamandır yürümekten bitkin düşmüş bir “kaçak”...
Ve yeni atandığı ilçede göreve başlamak için yollara düşen bir rahip.
Kaderin tuhaf oyunuyla yolları kesişen bu iki adam aynı arabaya bindiklerinde kendilerini bekleyen sondan habersizdir. Aralarında yaşanan gerilim dolu tartışmanın ardından isimsiz adam, rahibi acımasızca öldürüp yakınlardaki bir taşocağına gömer. Hemen sonrasında da rahibin atandığı ilçeye giderek onun yerine göreve başlar. Zamanla büründüğü kimliğin saygınlığından başı dönen sözde rahip, sinsice içini kemiren vicdanına çaresizce teslim olur. İşlerin yoluna girdiğini düşündüğü bir anda ise üstünü örtmeye çalıştığı gerçeklerin birer birer su yüzüne çıktığını fark eder. İlçenin Başkomiseri ile kendileri de bir adaletsizliğin kurbanına dönüşecek iki genç kardeşin nefesleri ensesindedir. Yeniden kaçış vaktidir...
Okurları, “Suçluluk duygusu insanı nereye kadar takip eder?” sorusuyla baş başa bırakarak vicdanî hesaplaşmaların ağırlığı üstüne düşündüren Taşocağı; gerilim dozunun bir an bile eksilmediği, sinamatografik bir roman.
Çarpıcı betimlemeleriyle hayranlık uyandıran Damon Galgut, hikâye kurgusunda dikkat çeken ritmik sıçrayışlarla anlatısına müthiş bir ivme kazandırıyor ve edebiyatseverleri yine can evinden vuruyor.
“Bu ocak, uzun zaman önce kazılmıştı ve yerin derinliklerine kadar iniyordu. İçinde su olabilirdi, hareket de olabilirdi, ama hiçbir şey de olmayabilirdi. Bir dibi bile olmayabilirdi.”
Vaat romanıyla 2021 Booker Ödülü'ne değer görülen Damon Galgut'un kaleme aldığı Taşocağı, ölüm ve aldatmaca üzerine geç keşfedilmiş bir başyapıt!
Başkasına ait bir kimliğe büründükten sonra avcıyken bir anda ava dönüşen “isimsiz” bir adamın vicdanıyla hesaplaşmasını anlatan yazar; gizem ve gerilimle ördüğü hikâyesinin ardında sessizce yükselen adaletsizlik, suçluluk duygusu, kefaret gibi inanç değerleriyle zıtlaşan konuları ustalıkla işliyor.
Katmanlı kurgusu, derinlikli karakterleri ve baş döndürücü sonuyla okurun dimağına kıvılcımlar düşüren bu etkileyici kitap; film yapımcılarının da iştahını kabartarak iki kez beyazperdeye uyarlanmıştı.
Güney Afrika kırsalında uzanan ıssız bir yol...
Uzun zamandır yürümekten bitkin düşmüş bir “kaçak”...
Ve yeni atandığı ilçede göreve başlamak için yollara düşen bir rahip.
Kaderin tuhaf oyunuyla yolları kesişen bu iki adam aynı arabaya bindiklerinde kendilerini bekleyen sondan habersizdir. Aralarında yaşanan gerilim dolu tartışmanın ardından isimsiz adam, rahibi acımasızca öldürüp yakınlardaki bir taşocağına gömer. Hemen sonrasında da rahibin atandığı ilçeye giderek onun yerine göreve başlar. Zamanla büründüğü kimliğin saygınlığından başı dönen sözde rahip, sinsice içini kemiren vicdanına çaresizce teslim olur. İşlerin yoluna girdiğini düşündüğü bir anda ise üstünü örtmeye çalıştığı gerçeklerin birer birer su yüzüne çıktığını fark eder. İlçenin Başkomiseri ile kendileri de bir adaletsizliğin kurbanına dönüşecek iki genç kardeşin nefesleri ensesindedir. Yeniden kaçış vaktidir...
Okurları, “Suçluluk duygusu insanı nereye kadar takip eder?” sorusuyla baş başa bırakarak vicdanî hesaplaşmaların ağırlığı üstüne düşündüren Taşocağı; gerilim dozunun bir an bile eksilmediği, sinamatografik bir roman.
Çarpıcı betimlemeleriyle hayranlık uyandıran Damon Galgut, hikâye kurgusunda dikkat çeken ritmik sıçrayışlarla anlatısına müthiş bir ivme kazandırıyor ve edebiyatseverleri yine can evinden vuruyor.
“Bu ocak, uzun zaman önce kazılmıştı ve yerin derinliklerine kadar iniyordu. İçinde su olabilirdi, hareket de olabilirdi, ama hiçbir şey de olmayabilirdi. Bir dibi bile olmayabilirdi.”
(Tanıtım Bülteninden)
Katkıda Bulunanlar
Yazar:Damon Galgut
Çevirmen:Hasan Can Utku
Çevirmen:Hasan Can Utku