Yaprak Fırtınası Gabriel Garcia Marquez

Muz şirketi kasabayı terk ettiğinde geriye sadece bir boşluk kalır... Albay, verdiği sözü yerine getirmek için kasabadaki en nefret edilen ve evde çürümeye bırakılması gerektiğine inanılan doktor adına onurlu bir cenaze töreni yapmak zorunda hisseder. Ancak köydeki insanlar bu törene vakit ve kaynak harcamak istemez. Büyülü gerçeklik akımının önemli öncülerinden biri olan Gabriel García Marquez’in Yaprak Fırtınası adlı kısa hikâyesinden bahsedelim.

“Yaprak Fırtınası" adlı kitabı neden okumalısınız?

Yazar, hem üslup hem konu açısından sizlere âdeta bir şölen yaratacak. Yaprak Fırtınası'nda anlatı, ailenin üç kuşak üyesi olan albay, kızı Isabel ve torununun bakış açıları tarafından aktarılıyor. Bu karakterlerin etraflarında gelişen olaylar hakkında farklı görüşleri var ve yazar bu görüşleri okuyucuya başarılı bir şekilde aktarıyor. Albayın kızı Isabel, köydekilerden tepki göreceğini bildiği halde geleneksel değerlere saygı duyduğu için babasına eşlik etmek zorunda kalıyor. Diğer yandan yazar, Isabel'in çocuğunun bakış açısında ise daha çok ölümün gizemi ve bilinmezliği üstüne odaklanıyor. Yazar, yalnızlık ve ölüm gibi temalara ek olarak sözünü tutmaya kararlı olan albay ve ailesinin üstünden onur, dostluk ve insaniyet gibi temaları işliyor. Üç farklı bakış açısı, esere zenginlik kattığı kadar okuyucunun olaylara yaklaşımını ve değerlendirmelerini derinden etkiliyor. Marquez, büyülü gerçeklik akımını kullanarak hikâyede zaman zaman geriye doğru gidiyor ve geçmişte yaşananları aktararak okuyucuyu nihai sonuca ulaştırıyor.

Bunları biliyor muydunuz?

İlk olarak 1955’te yayımlanan ve orijinal ismi “La Hojarasca” olan kısa hikâyenin bir yayıncı bulmasının 7 yıl sürdüğünü biliyor muydunuz? 128 sayfalık kısa hikâyede yazar, Aracataca'daki çocukluk anılarından esinlenir ve karakterlerin çoğu gerçek hayattan izler taşır. Aslında hikâye sadece yarım saatlik bir zaman dilimini kapsar. Romanda yaşanan yarım saatlik süreç, üç farklı karakterin bakış açılarından ve geriye dönük anlatımlardan oluşur. Yaprak Fırtınası'ndaki kasaba olan Macondo; esas olarak bir muz şirketinin, işçilerin geliş ve gidişinin bir metaforu olarak kurgulanır. Muz şirketi Macondo kasabasını gelişen bir merkez haline getirirken şirketin ani ayrılışı kasabayı unutulmaya yüz tutmuş kötü bir yere dönüştürür. Marquez'in kısa öykülerinin çoğu bu hikâyede de olduğu gibi Macondo isimli bir yerde geçer ve bu hikâye, kasabanın ortaya çıktığı ilk eser olarak bilinir.

Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz

Eğer siz de Nobel Edebiyat Ödüllü Marquez’in üslubunu ve tarzını sevdiyseniz yazarın ünlü eserlerinden olan Yüzyıllık Yalnızlık ve Kırmızı Pazartesi kitaplarına da göz atabilirsiniz.