Eserleri yüz elliden fazla dile çevrilen büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928 yılında Talas eyaletinin Şeker adlı köyünde dünyaya geldi. Bu köy, Çin sınırının yakınlarındaki Tanrı (Çince: Tien Shan) Dağları’nın eteklerinde bulunur.
Aytmatov’un babası Kırgız’dı; annesi ise Tatar’dı. Yazar, çocukluğunda halk geleneklerini ve göçebe bir kavim olmanın ne anlama geldiğini biliyordu. Sözlü edebiyatı çok seviyordu ve halk masallarını dinliyordu; fakat Aytmatov’un hayatındaki dönüm noktası Rus Edebiyatı’yla tanışmasıyla gerçekleşti. Aytmatov, Rus Edebiyatı’yla annesi sayesinde tanışmıştı. Zamanını bu değerli eserleri okuyarak geçiren Usta Yazar, Rus edebiyat geleneklerini Kırgız halk gelenekleriyle harmanlayarak eserlerini sundu. Cengiz Aytmatov kitapları bu temel üzerine kuruludur.
Aytmatov, Bişkek’teki Tarım Enstitüsü’ne gitti ve burada Hayvancılık ve Tarım alanında eğitim aldı. 1952 yılında Kırgızca yazdığı kısa öyküleri çeşitli süreli yayınlarda yayımlandı. Yazar daha sonra Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde eğitim almaya başladı. Yazarın Rusçaya çevrilen ilk kısa öyküsü 1958’de ortaya çıktı ki yazar bu yıl enstitüden mezun olmuştu. Aynı yıl içerisinde ona uluslararası ün getiren Cemile adlı kısa öyküsünü yayımladı.
Cemile eseri, II. Dünya Savaşı yıllarında geçmektedir ve bu dönemdeki gerçekler temeline dayanan bir aşk öyküsüdür. Görücü usulüyle evlilik, kadınların savaş döneminde toplumdaki yeri ve görevleri Aytmatov’un hayran bırakan üslubuyla yansıtılmaktadır. Önemli Fransız şairlerinden Louis Aragon, bu eseri “en güzel aşk hikayesi” olarak değerlendirmiştir.
Cengiz Aytmatov’un en değerli eserlerinden biri olan Beyaz Gemi ise geçmiş-gelecek sembolleri olarak değerlendirilen bir dede ve torunu arasındaki ilişkiyi okuyuculara sunar. Dede, masallar anlatan, gelenekçi bir karakter olarak geçmişi temsil ederken çocuk da geleceğin bir sembolü niteliğindedir.
1980 yılında yayımlanan Gün Olur Asra Bedel kitabı ise toplumsal realizm, bir miktar distopya ve bilim-kurgu türlerinin etkileyici bir biçimde harmanlanmasıyla dikkat çekmektedir. Roman, Sovyet yönetimi altındaki halkların öz dillerini, kültürlerini unutmasıyla alakalıdır ve o dönemdeki devlet uygulamalarını üstü kapalı bir şekilde eleştirmektedir. Romanda bilim-kurgu ögelerinin bulunması o dönemde büyük hız kazanan uzay araştırmaları dikkate alındığında şaşırtıcı olmamalıdır. Roman, ayrıca sosyoloji terminilojisine “mankurtizm” sözcüğünü kazandırmıştır.
Türk dünyası tarafından da büyük bir sevgi ve ilgiyle okunan Aytmatov eserlerinden bir diğeri olan Toprak Ana, savaşın getirdiği sorunları inceleyerek dönemin toplum yaşamına ışık tutmaktadır.
Büyük Yazar, Sovyet ideolojisine bağlı olmasına rağmen, eserlerinde ülkesinin karanlık yanlarını gün yüzüne çıkarmaktan geri kalmadı. Yazarın dil tekniğindeki o sıcaklık, dürüstlüğünden gelmekteydi. Perestroyka (Sovyetler’de 1980’lerden itibaren gerçekleştirilen yeniden yapılanma dönemi) Dönemi’nde yazdığı, büyük ilgi gören 1988 tarihli Dişi Kurdun Rüyaları romanında bahsettiği uyuşturucu kaçakçılığı ve narkotik suçlar buna bir örnektir.
Hayvan dostlarımızı da çok iyi tanıyan yazarımız, birçok öyküsünde hayvanları karakterlere büründürmüştür ve onların psikolojisini etkileyici diliyle anlatmıştır. Dişi Kurdun Rüyaları ve Elveda Gülsarı adlı eserleri bunun en belirgin örnekleridir.
“Büyülü sosyalist-gerçekçi” olarak tanımlanan Aytmatov eserleri, Kırgız geleneklerini, destan ve masallarını Rus realizm tekniğiyle harmanlamıştır ve bu eserler bugüne kadar yüz elliden fazla dile çevrilmiştir.
Kadir İnanır’ın ve Türkan Şoray’ın rol aldığı ikonik film Selvi Boylum Al Yazmalım, Cengiz Aytmatov’un eserinden uyarlanmıştır.
Edebiyat alanındaki ünü kadar büyükelçilik görevi de üstlenen yazar, politika alanında da tanınmaktaydı.
Büyük yazar, Gün Olur Asra Bedel adlı romanının film çekimler