AŞİYAN 1 – VİRANE
İnsan bir ölüme bir de sevdaya böylesine yenik düşüyormuş.
Bir ateş ancak başka bir ateşle bütünleşince büyüyormuş.
Bir tan vaktinde gece ile gün birbirinden ayrılırken sardı yangını. Şafak söktü, gün aydı, yabancısı olduğum barut kokusu ruhuma bulaştı.
“Sen benim evimsin Gülfem,” dedi bir yemin gibi.
“Şu tenin, her karışını ezbere bildiğim, başkasının el sürmesine dahi izin vermeyeceğim vatanım. Benim tüm savaşlarım sana, senin uğruna.
Sen buraya girdiğinden beri...” dedi elimi kalbinin üzerine koyarak.
Avuçlarımın altında güçlü şekilde atan kalbini oldukça net hissettim. “Başkasına böyle attıysa namerdim!” dedi erkeksi gür sesiyle.
“Bu can ki bu canana böylesine teslimken, buralar hep senin...”
Sıcacık elini buz gibi elimin üstüne biraz daha bastırdı.
“Sen benim.”
AŞİYAN 2 – DİVANE
Göğsümün hemen ortasında bir yangın vardı, alevler sardı ve biz içinde kaldık. Yandım, yanarken yaktım.
Onun o güne yüklediği anlamla benim yüklediğim anlam birbirini katletti. Her şeyin başladığı o yerde ikimizin kıyameti koptu.
Şimdi aramızda yanan ateşin bir tarafında ben, diğer tarafında o vardı. Alevler yükseldiğinde avucumdaki yüzükleri attım o ateşe. Bu bizim kesin olarak bitişimizin en büyük göstergesiydi. Biz bitmiştik.
Ona ev olan kırık, yıkık, dökük kalbim artık bir yangın yeriydi ve o yangın sönene kadar sessizce bekledik. Geçmişimiz, hayallerimiz yandı ama kül olan biz olduk.
“Keşke,” dedi içtenlikle. “Keşke bu kadar güçlü bir kadın olmasaydın diyorum bazen.” O konuştukça duygularım birbirine karıştı. “Kimseye kaldıramayacağı dert yüklenmezmiş, insanlar gücü kadar sınanırmış.” Titrek, ızdırap dolu bir soluk aldı. “Senin derdin, senin sınavın ben olmak istemezdim.”
AŞİYAN 3 - YEGÂNE
Bir yanım küçük bir kız çocuğuyken bir yanım koca bir kadındı şimdi. İçimde dinmek bilmeyen o fırtınalar durulmuştu. Kadındım ben. İçimde herkese yetecek kadar sevgi vardı. Onun tüm yaralarını sarabilecek güçteydim. Küçük bir gözyaşına teslim olabilecek kadar da acizdim aslında. Kırılgandım, binbir parçaya bölünebilirdim ama tekrar ayağa kalkabilirdim. Çocuktum ben üstelik. Hatalarımla büyüyüp, olgunlaştım. Öncem yoktu, önceliklerim vardı. Başlı başına bir dünyaydım ben artık.
“Aşiyan; yuva, kuş yuvası, ev demekmiş,” dediğinde sustum. O konuşsun, o anlatsın istedim. Konuşurken öyle güzeldi ki. “O kelimeyi ilk gördüğümde sen geldin benim aklıma. Her şey kadere bağlı. Kuşlar uçar ama hepsinin bir yuvası vardır. Ama yerde, ama gökte, mutlaka vardır. O yuva aşiyandır,” dedi. Vücudum yandı, kalbim alev aldı. “Senin içinde olduğun her yer bana ev olur, yuva olur, sıcaklık olur, sevda olur. Benim hikâyemin Aşiyan’ı sevgilim…” Gözlerini kapadı, elimin üzerinde iç çekti ve gözlerime bakarak, “Sensin,” dedi.
(Tanıtım Bülteninden)
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.