Berkeley Hume Frederick Copleston
Kuşkucu David 1748’de ‘Ulusal Karakterler’ konusunda yazarken şunları belirtir:
“Negroların ve genel olarak tüm insan türlerinin (çünkü dört ya da beş ayrı tür vardır) doğal olarak beyazlardan aşağı olduklarından kuşku duyma eğilimindeyim. Hiçbir zaman beyazdan başka herhangi bir tende uygar bir ulus olmamış, ne de giderek eylemde ya da kuramsal düşüncede seçkin herhangi bir birey olmuştur. Aralarında hiçbir becerikli üretici yoktur, hiçbir sanat ve hiçbir bilim yoktur. Öte yandan, beyazların en kaba ve en barbar olanları bile, örneğin eski GERMENLER, şimdiki TATARLAR, henüz yiğitliklerinde, hükümet biçimlerinde ya da başka herhangi bir tikel özellikle seçkin birşey taşırlar. Eğer doğa bu insan soyları arasında kökensel bir ayrım yapmamış olsaydı, böyle biçimdeş ve değişmez ayrımlar yüzyıllar ve çağlar boyunca yer alamazdı. Kolonilerimizin sözünü etmesek bile, tüm Avrupa’ya dağılmış Negro köleler vardır ki aralarından hiç biri hiçbir zaman herhangi bir beceri belirtisi göstermemiştir, gerçi aramızdaki eğitimsiz aşağı insanlar işe koyulup kendilerini herhangi bir meslekte sivriltecek olsalar bile. Aslında JAMAİKA’da bir negrodan yetenekli ve bilgili bir insan olarak söz ederler; ama kendisine çok yetersiz başarılarından ötürü hayranlık duyuluyor olabilir, tıpkı birkaç sözcüğü açıkça konuşan bir papağan gibi.”
David Hume’un bu düşüncelerinden esinlenen Immanuel Kant’ı onlara gönülden katıldığını belirten yazılar yazdı. Eğer “ırkçılık kuramı” diye birşey varsa ve gözlem ve deneyime üzerine dayalı bir temel taşıyorsa, bu pozitif temel John Locke (1632-1704), David Hume (1711-1776) ve Immanuel Kant (1724-1804) gibi Aydınlanma felsefecileri tarafından türetildi. Aydınlanmanın birincil adları olan bu insanlar kuşkucu olmada ortak idiler.
David Hume’un Newton’ın “deneysel felsefesi” üzerine de dayanan görgücülüğü entellektüel yanında insan bilgisini duyu-verilerine indirgerken ve bilimlerden evrensel yasa kavramını sürerken, moral yanında insan etiğini duygu-verileri üzerine dayandırdı. Moral “iyi” ve “kötü” olarak düşündüğü şeyleri bireysel “haz ve acı duyguları”ndan çıkarsadı. Böyle temeller üzerine kurulan yararcılık “etiği” moral doğruluğu “yararlık” niteliğinden türetir, ve “Us her zaman tutkulara boyun eğer” formülü ile pekiştirilerek duyunçsuz, istençsiz, düşüncesiz bir etik-dışı yaşam programı üretir.
— Aziz Yardımlı
Katkıda Bulunanlar
Çevirmen:Aziz Yardımlı
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.