Zamanın, mekânın, hatta kahramanın bile tamamıyla belli olmadığı, bilinç akışı tekniği ile yazılan postmodern bir anlatının içerisindeki derinlikli cümlelerde kaybolmayı ister miydiniz? Şule Gürbüz'ün kaleme aldığı Kambur, bu isteğinizi karşılayarak kara mizahın hâkim olduğu ustaca bir kurgu ile okurunu doyuruyor. Kadın mı erkek mi bilinmeyen, biçimsizliğinin yanı sıra keskin zekâsı ile fikirlerini okuduğunuz Kambur'un kendi eksikliğinden ziyade toplum tarafından ötekileştirilip uzaklaştırıldığı görülüyor. İnsanı derin ve içsel sorgulamalara götüren Şule Gürbüz'ün Kambur adlı eserini gelin, kısaca inceleyelim.
"Kambur" adlı kitabı neden okumalısınız?
Kitap, ismini kahramandan alıyor. Kahramanın hem fiziksel sebeplerle hem de yaşamın ağırlıklarından dolayı bir kamburu sırtlandığı görülüyor. Okur, kitabı okudukça kendi yaşantısında yaptığı bilinçsiz davranışları sorgulama imkânı ile karşılaşıyor. Yazar şiirsel bir üslupla kurduğu metni, incelikli ve özenli bir dil ile okuruna aktarıyor. Anlatı, kahramanın bir cenazeye katılması ile başlıyor. Muazzam bir gözlem yeteneğine sahip olan kahramanın anlattıkları, insanın kendisi ve çevresi ile kurduğu çarpık ilişkiyi yansıtıyor. Olay örgüsünün olmadığı eserde Şule Gürbüz'ün okurunu derin, felsefî ve sosyolojik sorgulamalara mecbur bırakırken, okuru şiirsel ve akıcı dili ile sarstığı da görülüyor. Aklın ideale varamayınca hicve vardığını söyleyen Şule Gürbüz'ün sözünü destekler nitelikteki Kambur adlı eserini, hayatınızın farklı zaman dilimlerinde tekrar tekrar okumak isteyeceğinize ve okudukça değişik farkındalıklarla karşılaşacağınıza eminiz!
Bunları biliyor muydunuz?
Yaşamını mekanik saat tamircisi olarak sürdüren Şule Gürbüz'ün Kambur adlı eserini 18 yaşında kaleme aldığını biliyor muydunuz? Genç yaşında kaleme aldığı, toplam 92 sayfadan oluşan ilk eserinde derin anlatımlar ve metaforlarla dolu ifadelerle Şule Gürbüz, âdeta zamanı eğip büküyor. Kambur'un zihin dünyasına şahit olan okur, kitapta bir olay örgüsü ile karşılaşmaz; sadece dış görünüşü, bedeni ile toplum tarafından yargılanan kahramanın toplumun -kendi içerisinde barındırdığı ve farkında olmadığı- eksiklikleri ile alay ettiği görülür. Bu alay, okuru kendi iç dünyasında da derin sorgulamalara götürür. İlk baskısı 2000 yılında İletişim Yayınları tarafından yapılan kitabın editörlüğünü Belce Ünüvar, düzeltisini Müge Karahan yapar. Kitabın kapak tasarımı ise Suat Aysu'ya ait. Bir solukta bitirebileceğiniz fakat sindire sindire okumak isteyeceğiniz kitapla Kambur'un düşsel dünyasında gezinirken kendi içinize doğru farklı ve derin bir yolculuk yapacaksınız!
Bu kitabı sevenler için diğer önerilerimiz
Şule Gürbüz'ün kaleme aldığı ilk eseri Kambur'u beğendiyseniz yine aynı yazara ait felsefî, ontolojik ve epistemolojik meseleleri irdelediği Öyle Miymiş?, Zamanın Farkında, Kıyamet Emeklisi-Birinci Cilt, Kıyamet Emeklisi-İkinci Cilt adlı kitaplara da göz atabilirsiniz.
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.