Diğer Satıcılar(1)
“İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbî (ö. 339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Gerek klasik gerekse modern biyografi yazarları tarafından ona nispet edilen eserlerin sayısı 100'ü aşmaktadır. Bununla birlikte onun eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. Kendisinden önceki mantık geleneğine son derece vakıf olan Fârâbî, 'İlk Muallim' (Mu'allim-i Evvel) Aristoteles'in mantık eserlerine pek çok şerh yazdığı gibi, çok sayıda oldukça özgün ve etkili müstakil eser de kaleme almıştır. Denilebilir ki, onun en büyük başarısı mantık sahasında kendini göstermektedir. Birçok ortaçağ biyografi yazarı yanında büyük düşünür ve tarihçi İbn Haldûn (ö. 732/1332) da Fârâbî'nin ününün gerisinde onun mantıktaki başarısının yattığını düşünmekte ve Aristoteles'ten sonra 'İkinci Muallim' (Mu'allim-i Sânî) unvanı ile anılmasını haklı olarak esasen bu alandaki başarısına bağlamaktadır.
Fârâbî, İhsâ'ü'l-'ulûm (İlimlerin Sayımı) adlı eserinde her bir bölüm bir kitaba karşılık gelmek üzere mantığı sekiz bölüme ayırır. Bunlar Mekûlât (Kategoriler), İbâre (Önermeler), Kıyas (Birinci Analitikler), Burhân (İkinci Analitikler), Cedel (Topika), Hikmet-i Mümevvehe (Sofistika), Hitâbet (Retorika) ve Şiir (Poetika)'dir. Ona göre, doğru ve tutarlı düşüncenin ilke ve kurallarını koyan mantığın esası dördüncü bölüm olan Burhân'dır. Zira Burhân, kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. Fârâbî'ye göre mantığın ilk üç bölümü, Burhân'a sadece bir giriş ve hazırlık olma özelliği göstermekte; son dört bölüm ise, bir yandan Burhân'a alet hizmeti görürken diğer yandan burhâna ve kanıta dayalı kesin bilgi ile zanna, mugalataya, ikna ve hayâle dayalı kesinlikten uzak düşünce ve görüşleri ayırt etmeye yönelik işlev görmektedir.
İşte Fârâbî'nin çevirisini sunduğumuz Kitâbü'l-Burhân (İkinci Analitikler) adlı bu eseri, onun mantığının ve hatta denilebilir ki, tüm felsefesinin ve felsefî projesinin kalkış noktasını oluşturmaktadır. Zira o, felsefî inşa sürecinde doğru ve kesin bilgi veren ve felsefenin ideal yöntemini oluşturan burhânî kıyasa (demonstration) aslî bir işlev yüklediği gibi, kurulmasını düşlediği erdemli toplum düzeninin de temeline burhânî düşünmeyi yerleştirmektedir. Bu bakımdan onun burhân teorisi, sadece epistemolojisinin değil, aynı zamanda metafiziğe dayalı ahlâk ve siyâset felsefesinin de esasını oluşturmaktadır. Fârâbî'nin, başta İstanbul ve Tahran kütüphanelerinde olmak üzere pek çok yazma nüshası bulunan Kitâbü'l-Burhân'ının ilk tam tenkitli neşri Mâcid Fahrî tarafından gerçekleştirilmiştir (el-Mantık 'inde'l-Fârâbî içinde, Beyrut 1987, s. 19-96). Eserin aynı yıl Takiy Dâniş tarafından da başka bir neşri yapılmıştır (el-Mantıkıyyât: en-nusûsu'l-mantıkıyye içinde, Kum: Âyetullahü'l-Uzmâ el-Mar'aşî, 1987). Daha önce ise Mübahat Türker, Fârâbî'nin Kitâbü Şerâ'iti'l-yakîn'i neşrederken eserin birkaç sayfasını Türkçe tercümesi ile birlikte neşretmiştir ('Fârâbî'nin 'Şerâ'it ul-Yakîn'i', Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Araştırmaları Dergisi, I (1963), s. 151-228). Fakat Türker'in bu neşri ve Türkçe çevirisi Kitâbü'l-Burhân'ın sadece birkaç sayfasına münhasır olduğu gibi, dayandığı yazma nüshalar da tam ve nitelikli değildir.
İlk kez burada Türkçe tercümesini sunduğumuz Kitâbü'l-Burhân'ın Mâcid Fahrî neşri esas alınmakla birlikte Takiy Dâniş baskısına da müracaat edildi. Tercüme sırasında Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozof İbn Bâcce'nin (ö. 533/1139), Kitâbü'l-Burhân'ın daha ziyade ilk bölümleri üzerine yapmış olduğu kısa açıklamalarından (el-Mantık 'inde'l-Fârâbî içinde, nşr. Mâcit Fahrî, Beyrut 1987, s. 106-159) istifade edildi. Yer yer gerekli görülen ve anlamı daha doğru verdiği düşünülen yerlerde farklı nüshalar dikkate alındı ve bu tür durumlarda bunlar dipnotlarda belirtildi. Orijinal metne bağlı kalınan tercümede Türkçede tam olarak karşılığı bulunmayan birtakım Arapça terimler korunmaya çalışıldı.
Bu çalışmamızın felsefe ve bilim dünyamızın gelişmesine ve hakikate dayalı bir evren tasavvurunun inşasına katkı sağlamasını diliyoruz.” -Ömer Türker - Ömer Mahir Alper
Dili: Türkçe
Yayınevi: Klasik Yayınlar
Neden idefix?
Siparişinizi teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilir, iade sürecinin tamamlanmasının ardındansa ödemenizi hızla geri alabilirsiniz.
Kullanıcı dostu ara yüzümüz tüm ihtiyaçlarınıza eksiksiz yanıt verebilmek için tasarlandı. Deneyiminizi uçtan uca kusursuz kılmak adına çağrı merkezimiz ve canlı destek hattımızla ihtiyaç duyduğunuz her anda yanınızdayız!
Siparişlerinizin bir an önce ulaşması için sabırsızlandığınızın farkındayız. Sunduğumuz farklı teslimat seçenekleri arasından size en uygununu belirlemeniz, siparişinizi olabildiğince çabuk veya dilediğiniz zaman aralığında sorunsuz bir biçimde teslim etmemiz için yeterli.
283,44 TL