Türk şair, oyun yazarı, senarist ve romancı Nazım Hikmet Ran, 15 Ocak 1902 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Romantik-komünist, romantik devrimci olarak anılan Nazım Hikmet, politik görüşleri nedeniyle sıklıkla tutuklandı ve gençlik yıllarının çoğunu hapiste veya sürgünde geçirdi. Nazım Hikmet şiirleri 50’den fazla dile çevrildi.
Nazım Hikmet, ilkokul eğitimini İstanbul Göztepe’deki Taşmektep İlkokulu’nda tamamladı. Nazım Hikmet, buradaki eğitiminin ardından Galatasaray Lisesi’ne gitti ve orada Fransızca öğrenmeye başladı. 1913 yılında eğitimine, Nişantaşı’daki Numune Mektebi’nde devam etti. 1918 yılına gelindiğinde büyük şair, Heybeliada’daki Osmanlı Deniz Okulu’ndan mezun oldu.
Nazım Hikmet’in okul yılları, politik çalkantıların olduğu bir döneme geldi. Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında yer aldı ve Nazım Hikmet savaş yıllarında bir dönem Osmanlı kruvazörü Hamidiye’de deniz subaylığı yaptı. Ne var ki 1919 yılında Nazım Hikmet, subaylık görevindeyken ciddi bir şekilde rahatsızlandı ve tam olarak iyileşemedi. Bu nedenle şair, 1920’de bu görevden muaf tutuldu.
Nazım Hikmet, 1921 yılında aralarında Faruk Nafiz Çamlıbel’in de bulunduğu arkadaşlarıyla ve Kurtuluş Savaşı’na katılmak için İnebolu’ya gitti. Oradan Türk Bağımsızlık Hareketi’nin merkezi olan Ankara’ya geçtiler. Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’yla tanışan Nazım Hikmet, Atatürk’ün ricasıyla İstanbul’daki ve diğer illerdeki gönüllülerin Kurtuluş Hareketi’ne katılmaları yolunda ilham kaynağı olması adına bir şiir yazdı. Nazım Hikmet’in yazdığı şiir Muhittin Bey tarafından çok beğenildi ve Muhittin Bey, Nazım Hikmet’i ve arkadaşlarını cepheye göndermektense Bolu’daki bir lisede öğretmenliğe atamaya karar verdi. Fakat, Nazım’ın ve arkadaşı Vala Nureddin’in politik görüşleri, Bolu’daki muhafazakar yetkililerce hoş karşılanmadığından iki arkadaş Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne, Batum’a gitmeye ve 1917 yılındaki Rus Devrimi’nin sonuçlarını görmeye karar verdiler. Batum’a 30 Eylül 1922 varan Nazım Hikmet ve Vala Nureddin, oradan Moskova’ya geçtiler. Nazım Hikmet oradaki bir üniversitede Ekonomi ve Sosyoloji eğitimi aldı. Nazım Hikmet, Rusya’da geçirdiği yıllarda Vladimir Mayakovskiy’nin ve Vsevolod Meyerhold’un sanatsal deneyciliklerinden (fütürizm) ve Lenin’in ideolojik görüşünden büyük ölçüde etkilendi.
Nazım Hikmet, ilk şiirlerini hece ölçüsüyle yazmış olsa da daha sonra kendini hece ölçüsü kullanan şairlerden ayırdı. Nazım’ın şiirdeki gelişimiyle birlikte hece ölçüsü tekniğinin dar kalıplar şair için çok fazla kısıtlamayı beraberinde getirdi. Bu nedenle Nazım, şiirleri için yeni kalıplar bulma arayışına çıktı.
Nazım Hikmet, fütürizm akımını savunan genç Sovyet şairlerinden etkilendi. Türkiye’ye dönüşünde Türk öncü sanat akımının karizmatik lideri haline geldi. Ard arda yenilikçi şiirler, piyesler ve senaryolar yazdı. Hece ölçüsünün zincirlerini kıran Nazım Hikmet, serbest ölçüde yazmaya başladı ve bu da Türkçenin zengin sesli uyumu özelliğiyle mükemmel bir uyum oluşturdu.
Nazım Hikmet, yapıtlarıyla adını tüm dünyaya duyuran bir şairdi. Hiroşima’ya atılan atom bombası atıldıktan sonra yazdığı Ölü Kızcağız şiiriyle savaş karşıtı mesaj veren Nazım Hikmet, bu şiirinin Türkiye’de ve dünya çapında şarkılara uyarlanmasıyla da büyük ölçüde tanınmaya başladı. Nazım Türküsü, ünlü sanatçı Joan Baez tarafından seslendirildi.
Nazım Hikmet, eserleriyle sadece ülkemize değil tüm dünyaya büyük bir miras bırakarak 3 Haziran 1963’te Moskova’da yaşamını yitirdi.
Başlıca Nazım Hikmet Eserleri:
Nazım Hikmet - Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Nazım Hikmet - Memleketimden İnsan Manzaraları
Nazım Hikmet - Sevdalı Bulut
Nazım Hikmet - Piraye’ye Mektuplar
Nazım Hikmet - Yeşil Elmalar
Nazım Hikmet - Kuvayi Milliye