Peyami Safa, 2 Nisan 1899 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Yazarın babası İsmail Safa, şairdi. Yazarın öğrenim hayatı pek iyi sayılmazdı. Yazarın 8 yaşında geçirdiği bir kemik hastalığı onu derinden etkiledi ve özellikle Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanında bunun etkilerini yansıttı. Küçük yaşlarda hayata atılan yazar, bir müddet Posta Telgraf Nezareti’nde görev aldı.
Peyami Safa, Boğaziçi Rehber-i İttihat Mektebi’nde Fransızca öğrenim gördü. Burada Psikoloji ve pedagoji üzerine eğitim aldı ve daha sonra bu okulda öğretmenlik yaptı. Ardından çeşitli gazetelerde Fransızcadan çevirdiği bazı öyküleri yayımladı.
Öğretmenlik dışında gazetecilik de yapan yazar, kardeşi İlhami Safa ile “Yirminci Asır” adlı bir gazete çıkardı ve bu gazetede ilk öykülerini tefrika etti. Yazarın yazılarını yayımladığı gazeteler arasında Cumhuriyet, Tercüman, Milliyet gibi gazeteler vardı.
Peyami Safa, Türkiye’de psikolojik romanın öncülerindendi. Peyami Safa’nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu”, “Fatih Harbiye”, “Mahşer” gibi kitaplarındaki etkileyici psikolojik tahliller, yazarın edebiyatının en belirgin özelliğiydi.
Yazar, Server Bedi mahlası altında edebî değeri bulunmayan “Cingöz Recai” gibi kitaplar yayımladı.
Peyami Safa, Türkçeyi en iyi kullanan yazarlardan biriydi. Yazar, ayrıca Türk Kültürüne yaptığı katkılarla da tanınmaktaydı.
Peyami Safa, ilk kitabı “Sözde Kızlar” eserinde yaşadığı dönemin sosyal yaşamındaki detaylara değindi.
“Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” yazarın otobiyografik romanıydı. Bu eserinde tıpkı kendisi gibi bir kemik hastalığı yaşayan bir çocuğun deneyimlerini anlattı.
“Mahşer” adlı kitabında I. Dünya Savaşı’ndan sonra toplumda gerçekleşen ahlakî çöküşten bahsetti.
“Fatih Harbiye”de, Doğu’nun ve Batı’nın sosyal yaşam tarzlarını karşılaştırarak savaş sonrası dönemde tolmunun nasıl Doğu kültüründen ve yaşam tarzından ayrılıp Batı’nın toplum ve yaşam tarzını benimsediğini anlattı.
“Bir Tereddütün Romanı” adlı kitabı, tıpkı “Mahşer” adlı eseri gibi toplumdaki ahlakî bozulmayı ele aldı.
“Matmazel Noraliya”nın Konuğu kitabında yaşadığı sıradışı olayları materyalist ve pozitifist değerlerle açıklamaya çalışan bir karakteri ele aldı.
Peyami Safa, yedek subay olarak vatanî görevini yapmakta olan oğlunu kaybedince derin ruhsal çöküntü yaşadı ve 15 Haziran 1961 tarihinde vefat etti. Yazar, Edirnekapı Şehitliği’ne gömüldü.